Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | zamanını almak | occupy f. |
Genel | zamanını almak | outwear f. |
Archaic | ||
Eski Kullanım | zamanını almak | improve f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | almak (zamanını) | occupy f. | ||
In a fully-fledged EU development policy, the child should occupy centre stage. Tam teşekküllü bir AB kalkınma politikasında çocuk merkezde yer almalıdır. More Sentences |
||||
Genel | birinin zamanını almak | trespass on someone's time f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | bir şeyin zamanını öne almak/çekmek | push forward f. | ||
Öbek Fiiller | bir şeyin zamanını öne almak/çekmek | push forward f. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | (birinin) zamanını almak | mess around (with someone) f. | ||
Konuşma Dili | (birinin) zamanını almak | mess about (with someone) f. | ||
Konuşma Dili | (birinin) zamanını almak | monkey around (with someone) f. | ||
Konuşma Dili | (birinin) zamanını almak | monkey around with (someone) f. |